Rus Kaptan Marko Ramius (Sean Connery), Amerikaya iltica etmeye karar verir ve gemideki KGB subayını öldürerek Amerikaya yönelir.Onu durdurmak isteyen Ruslar, Amerikaya kaptanın kontrolden çıktığını ve füzelerini ateşlemeyi planladığını söylerler. Bunun üzerine CIA ajanı Jack Ryan (Alec Baldwin), geminin kontrolünü ele geçirmek ve kaptana eşlik etmek için denizaltıya biner.

Labirent (Maze Runner) üçlemesinin son bölümünde Teresa’nın ihaneti yüzünden İSYAN (WCKD) örgütünün eline düşen Minho’yu kurtarmak için Thomas ve arkadaşları harekete geçer. Minhoyu kurtarmak için yola çıkan Thomas ve arkadaşları İSYAN (WCKD) kontrolündeki Son Şehire (Last City) girmenin yollarını ararken bu uğurda aldıkları kararlar yalnızca arkadaşlarının değil, dünyanın da kaderini değiştirecektir.

Labirent (Maze Runner) serisinin 2. filminde kahramanlarımızı çok daha zorlu bir mücadele bekliyor. Labirentten kaçan Thomas ve arkadaşları, bütün bunların sebebini anlamaya ve İSYAN (WCKD) örgütünün gizemini çözmeye çalışırken kendilerini bir anda Alev (Scorch) adında, akla hayale sığmaz engellerle dolu bir yerde bulurlar. Burada onları yok etmek isteyen büyük güce karşı tüm yeteneklerini sergilemek zorunda kalacaklardır.

Thomas bir anda uyanır ve yukarı doğru hareket halindeki bir asansörde olduğunu fark eder. Asansörün kapıları açılır ve karşısında kendi yaşlarında bir grup genci görür. Koloni gibi görünen bu grup onu bir kayranda karşılamıştır. Devasa büyüklükteki duvarlarla çevrelenen bu geniş alanda Thomas ne kendisini, ne ailesini ne de geçmişini hatırlayamaz. Dahası karşısındaki “Kayranlılar” da tıpkı kendisi gibi buraya nasıl ve neden getirildiklerini bilmemektedirler. Tek bildikleri şey ise her sabah labirente gidilen dev bir kapının açıldığıdır. Güneş batarken ise her akşam kapı kapanır. Üstelik her 30 günde bir asansörle gruba yeni bir genç gelmektedir. Thomas’ın ardındansa beklenmedik bir şekilde, bir hafta sonra asansör labirente Teresa adında bir genç kızı bırakır. Thomas şimdi hem kayran sakinlerinin hem de geçmişte bir yerlerden hatırladığı bu labirentin sırrını çözmeye çalışacaktır.

Bir zamanlar Boston polis Departmanının gururu olan Jake Lamar,kendi evinde rehin tutulur.Evine giren suçlular ondan sıradışı bir görevi tamamlamasını talep edince Jake le suçlular arasında amansız bir mücadele başlar.

Teröristler okyanus ötesine gece uçuşu yapan bir uçağı kaçırdığında gizemli bir hastalığı olan bir kadın, oğlunu korumak için korkunç sırrını açıklamak zorunda kalır.

Nicolas Brazer (Barry Pepper), hükümetin en karanlık gölgesinde çalışan, dünyanın dört bir yanındaki en kötü adamları sessizce ortadan kaldıran seçkin bir "görünmez" ekibin parçası olan emekli bir ABD özel ajanıdır.. Bir gün ekibin bir üyesi öldürülür ve Nicolas cinayetin sorumlusu olarak görülür. Nicolas, hem ismini temize çıkarmak hem de ekibin diğer üyelerinin öldürülmesini engellemek için zorlu bir mücadeleye girişir.

Film bir kadının, hiç bilmediği bir dünyada, kaçırılan oğlunu bulmaya çalışmasını anlatıyor.

Sheytan vojud nadarad, İrandaki ölüm cezaları ile ilgili dört farklı hikayeyi konu ediyor. Yönetmen Mohammad Rasoulofun her hikayede kendi deneyimlerine yer verdiği filmde, bireysel özgürlüğün despotik bir rejim ve görünüşte kaçınılmaz tehditler altında ne ölçüde ifade edilebileceği üzerinde duruluyor.

İstanbul'un eski semtlerinden olan Balat'ta yaşayan ve kendi yağlarıyla kavrulan üç kardeş, taksicilikle hayatını kazanan Gürkan, pilavcılık yapan Orhan ve iflah olmaz biçimde aşık olan Duran... Herkes gibi yaşam mücadelelerini sürdürürken, sıradan dertlerini de çözmeye çalışan bu üç kardeşin hayatı bir gün başlarına gelen bir kazanın yol açtığı, cinayet, mafya, kız kaçırma üç geniyle allak bullak olur. Bolca yanlışlıklar komedyası ve aksiyon dolu sahnelerin olacağı filmin senaryosu Şafak Sezer'e ait. Yönetmen koltuğunda ise Maskeli Beşler serisi ile tanınan Murat Aslan oturuyor.Başrolde Şafak Sezer'i seyredeceğimiz filmin kadrosunda Volkan Başaran, Serkan Şengül, Demet Bölükbaşı, Erdem Akakçe, Şener Kökkaya gibi isimler de yer alıyor.

Eden roman serisinin yazarı olan ve pek çok bağımsız bilim kurgu filminde yönetmenlik yapan Tim Smitin imzasını taşıyan yepyeni bilim kurgu filmi Kill Switchin başrolünde Dan Stevens var. Smit, senaryosunu da bizzat yazdığı bu filmde dünyanın kaderini bir savaş pilotunun ellerine bırakıyor ve kaderin tek bir adam tarafından belirlenip belirlenemeyeceği sorusunun etrafına macera ve gizem dolu bir hikaye kuruyor.

13. yyda bir cadı avcısı olan Kaulder (Vin Diesel) en güçlü cadı olan Kraliçe Cadıyı öldürmeyi başarır, ancak son anlarında Kraliçe onu ölümsüzlükle lanetler. Bu nedenle karısı ve çocuğundan sonsuza dek ayrılır. Günümüz New Yorkunda yaşamayı sürdüren Kaulder, aradan geçen yüzyıllar sonrasında türünün son örneği olarak kalmıştır. Bütün bu yıllar boyunca cadılarla savaşmış acı çekmiştir. Ancak Kraliçe Cadı geri gelmiştir ve ölümünün intikamını almaya kararlıdır. İkisinin savaşı, aynı zamanda dünyanın geleceğini belirleyecektir ve bu savaşta en büyük yardımcısı hiç tahmin edemeyeceği biri, dişi bir cadı olacaktır.

Yaşlı kurt Michael Caine’in başrolünü oynadığı müthiş bir gerilim-aksiyon ile karşı karşıyayız.Harry Brown (Michael Caine) acımasızca öldürülen çok eski bir dostunun intikamını almak için adeta kendini yeniden yaratır ve her tehlikeyi göze alır. Kendisi zaten eski bir gizli servis personelidir. Şimdi ise, sıra kendi adalet anlayışını bu insan sürülerine zorla kabul ettirme amacındadır ve intikam mutlaka alınacaktır.

Graboidler, tehlikeli bir kupa avı biçimi olarak zengin bir playboy tarafından yasa dışı bir şekilde yeni bir ada tatil köyüne götürülür ve Burt Gummer günü kurtarmak için adım atar.

Burt Gummer ve oğlu Travis Welker bir seri ölümcül dev solucan ataklarını incelemek için Kanada’ya gider. Issız bir bölgede olan araştırma merkezine vardıklarında Burt, Graboid’lerin saklıca bir silah haline getirildiğinden şüphelenir. Ancak kuramını ispatlayamadan Graboid zehri onun saf dışı kalmasına neden olur. Yaşamak için önlerinde yalnızca 48 saat vardır. Yaşamda kalabilmenin tek yolu ise taze zehirden bir panzehir üretmektir.

Kahramanımız Burt Gummer, yeraltı canavarların Afrika’da görüldüğü hakkında bilgi aldıktan sonra bir ekiple bölgeyi incelemeye gider. Yeraltı canavarları Afrika’da evrimleşmiştir ve Burt’un işi bu sefer kolay olmayacaktır.

Tamamı Yeni Sahnelerle Heyecandan Titremeye Hazır Olun!Neveda’da bir maden kasabasında işçilerin görünmeyen bir avcı tarafından tuzağa düşürülmeleri üzerine maden ocağının sahibi Hiram Gummer – Burt Gummer’ın olağanüstü büyükbabası – ortalık iyice karışmadan etobur bir yaratık bularak bu esrarengiz canavarla mücadele etmeye karar verir. Yeraltının derinliklerinden kasabanın sokaklarına kadar uzanan inaılmaz bir savaş başlar.

Tremor’ların üçüncüsü bizleri küçük Nevada kasabası Perfection’a götürüyor. Kasaba sakini ve maceraperest Burt Grummer, yolculuklarında Graboid adındaki etobur solucanları (birinci filmde yeralanlar) ve Shrieker adlı yavrularını (ikinci filmde yeralanlar) öldürdükten sonra evine geri döner. Ve Burt şimdi de, dolandırıcı arazi müteahhitleri ve gerilim düşkünü Jack Sawyer ile uğraşmak zorundadır.

Tremorsda bir çöl şehrine dehşet saçan dev yeraltı canavarları, şimdi Meksika petrol bölgesine doğru ilerleyerek önlerine gelen her şeyi ve herkesi silip süpürmektedir. Ancak onları durdurabilecek sadece tek bir kişi vardır.

Güneşin altında yeni bir şey yoktur derler… Peki ya yeraltında?Kevin Bacon ve Fred Ward’un başrollerini oynadığı bu Bilim Kurgu komedisi modern bir kült olmaya aday… Kaçırmayın!...Tam da Val McKee (Kevin Bacon) ve Earl Basset (Fred Ward) Nevada’nın ıssız Perfection kasabasından ayrılmaya hazırlanırken yeraltından gelen garip sesler ve titreşimler ayrılmalarını geciktirir. Güzel bir sismoloji öğrencisinin (Finn Carter) yardımıyla bu olayları araştırmaya başlayan ikili, kasabanın altında bir grup insan yiyen dev yaratığın yuvalandığını öğrenir… Artık zamana karşı yarış başlamıştır. Kasaba halkı uyarılmalı, yaratıklar alt edilmeli ve yüksek yerlere göç edilmelidir… Hem de en kısa zamanda!

İlki 2005 yılında vizyona giren "Organize İşler" filminin devam filmi olan "Organize İşler Sazan Sarmalı"nda, Asım Noyan (Yılmaz Erdoğan) ve çetesi her zamanki dolandırıcılıklarına devam etmektedir. Asım'ın sevgili kızı Nazlı (Bensu Soral) büyümüştür ve artık babasının bu kirli dolapları bırakmasını ister. Asım'ın ise oltasına atlamaya hevesli olan sazanların peşini bırakmaya hiç niyeti yoktur. Fakat bir gün başlarına beklemedikleri bir iş gelir. Dolandırıcılar kralının kızı Nazlı dolandırılmıştır. Asım'ın ise elbette bu harekete verilecek iyi bir cevabı vardır. Çetesiyle birlikte "sazan sarmalı" adını verdiği bir üç kağıdın organizasyonuna başlar.