47 Ronin eski Japonya’nın en ebedi öyküsünden doğdu. Filmin başrolündeki Keanu Reeves 47 kaçak samurayın lideri olan Oishi’ye katılıyor. Birlikte ustalarını öldüren ve onları sürgüne gönderen hain efendiden intikam almak için yola çıkıyorlar. Vatanlarının onurunu kurtarmak için, savaşçılar sıradan savaşçıların ölümüne yol açabilecek bir dizi zorluktan geçmek zorunda kalıyorlar.

Kült hâline gelmiş olan filmin bu modern versiyonunda, eskiden basketbol yıldızı olan ama sakatlanmaları sebebiyle kariyerinde hız kaybeden Jeremy, bir zamanlar umut vadeden bir basketbolcuyken kendi geleceğini sabote eden Kamalla gönülsüzce iş birliği yapar. Pek de sağlam olmayan ilişkilerle, finansal baskılarla ve içsel mücadelelerle boğuşan bu zıt karakterli sokak basketbolcuları, hayallerine kavuşmayı son bir kez denemek için güçlerini birleştirir.

Film, aile bağlarının sağlamlığı, arkadaşlığın karmaşık doğası ve “Amerikan Rüyası”nın kuşaklar boyu kovalanmasına dair son derece kişisel bir hikâye anlatıyor. Gray’in 1980’lerde New York’un Queens bölgesinde geçen kendi çocukluğundan anekdotlar içeren film, ikisi de kendi kişiliklerini bulma çabasında, biri Yahudi biri siyah iki küçük çocuğun yakın arkadaşlığı ekseninde siyasal belirsizliğin hüküm sürdüğü bir dönemi merceğine alıyor.

Tatil için hazırlanan ve daha sonradan tatile çıkan iki arkadaş üzücü bir şekilde kaybolur. Aileler çocuklarını büyütürken bazı şeyleri gözden kaçırıp kaçırmadığını düşünmeye başlar. İçlerindeki sorunları bu kaybolma olayı sayesinde derin bir düşünce sarar. Eksiklerini anlamaları bu sayede gerçekleşir ve onları bulmak için gereken her şeyi yaparlar.

Emre, Yanıklar kasabasına yeni tayin olmuş çiçeği burnunda bir savcıdır. Bekleyen işlere büyük bir ciddiyetle sarılan Emre, başta belediye başkanı Selim Bey olmak üzere kasaba eşrafı tarafından büyük bir saygıyla karşılanmıştır. Ancak bu hoş karşılamaya rağmen ilk günden itibaren bazı tuhaflık ve gerginlikler yaşanır. Belediye başkanlığı seçimleri yaklaştıkça kasabadaki gerginlik iyice artar. Emre, siyasi çekişmelerde taraf olmak istemese de ona karşı yükselen homurtular, onu yavaş yavaş kasabanın muhalif gazetecisi Murat’a yaklaştırır ve genç savcı kısa süre sonra kısır bir döngüye sıkışıp kalır.

Adanaya giden Gökhan Özoğuz, burada gittiği tamircide çırak olan Ömer Ali ile tanışır. Ömer Ali de müzik sevdasıyla yanıp tutuşan ve besteler yapan biridir. Yaptığı çalışmayı Gökhan Özoğuza gösterir ve bu işin peşini bırakmaması gerektiği öğüdünü alır. Ömer Alinin “Sen de benimki gibi bir aileye, benim doğduğum gibi bir tamirhaneye doğsaydın, Athena Gökhan olabilir miydin?” sorusu, Gökhanın bilinçaltına kazınacaktır. Arabasının tamir olmasını beklerken uykuya dalan Gökhan, rüyasında tam olarak bu sorunun etkilerini görür. Gökhan artık Adanada bir tamirci çırağıdır...

Karlarla kaplı, uzak bir kasaba. Yollar kar yüzünden kapalı. Soğuk. Bu sene kış, neredeyse gerçeküstü bir şekilde bitmek bilmemiş. Cemre her yere çoktan düşmüş de sanki buraları kazara atlamış, uğramamış gibi. Kış uykusundan erken uyanan, çevredeki hayvanları telef eden ayı hikayeleri kulaktan kulağa yayılmış. Uyanan ayıları kimse gerçekten görmemiş olsa da, yakında kasabaya da gelecekleri korkusu herkesi sarmış. Genç hemşire Aslı, mecburi hizmet için buraya yeni atanmıştır. Jandarmanın en büyük derdinin karakola dadanan yarasalar olduğu bu küçük kasabada, bir gece ansızın ortadan kaybolan bir adam türlü dedikodunun yayılmasına neden olur. Aslı kendisini adım adım su yüzüne çıkan erk ilişkilerinin, sır ortaklıklarının ve kuşkuların ortasında bulur.

Heinrich, kızına kavuşmak için her şeyi göze alan bir asker kaçağıdır. Kızına kavuşmak için yola çıktığı sırada, SS birlikleri onun peşine düşer. SS birliği, Heinrichi ağaca asılı bir halde bırakır. Ölümle burum buruna gelen Heinrich, Elsa adında bir çiftçi tarafından kurtarılır. Ortak düşmanlarına karşı adaleti sağlamak için birlikte hareket etmeye karar veren Heinrich ve Elsa, bu sırada Yahudilere ait olan bir hazineyi bulmak için zorlu bir maceraya atılır.

Sam, hasta babası Bill’e bakmak için evine geri dönmek zorunda kalır. Kasabaya geri dönmesiyle Sam, orada yaşayan Kate’e aşık olur. Aynı süreçte Bill de Kate’in annesi Tina’ya karşı hisler beslemeye başlar.

Üç modern çift, ebeveynliğin öngörülemeyen arazisinde gezinirken ilişkileri ve zorlu kariyerleri dengeliyor.

11 Haziran 2014’te binlerce kişilik DEAŞ gücü, Irak’ın Musul kentine saldırdı. Bu saldırı sonrası yerel güvenlik güçleri direnmeden şehri terk etti ve bütün Musul DEAŞ’ın eline geçti. Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu da, DEAŞ militanları tarafından işgal edildiğinde 49 personel rehin alındı. "49" filmi, Musul'da DEAŞ tarafından esir alınan 49 Türk vatandaşını kurtaran MİT mensuplarının gerçek hikayesini anlatıyor.

Tarihi ve kurgusal karakterlerin bir karışımına odaklanan yapım, sessiz filmlerden sesli filmlere geçiş döneminde Hollywoodda geçiyor.

Flamin Hot, Meksikalı köklerini ve yetiştirilme tarzını kullanarak ikonik Flamin Hot Cheetos atıştırmalığını bulan ve gıda endüstrisinde çığır açıp bunu küresel bir popüler kültür fenomeni haline getiren Frito Layin temizlik görevlisi Richard Montañezin ilham verici hikayesidir.

Buğday Tanesi, yaşadığı haksızlıklara ve ötekileştirilmeye karşın mücadele eden milletvekili Serkan Bayramın hayatından esinleniyor. Serkan Bayram, henüz küçük bir bebekken buğday tarlasında çıkan elim yangında, ellerini kaybeder. Büyük mücadeleler vererek hayata tutunmayı başaran Serkan Bayram, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletvekili, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun üyeliğini yapmış başarılı bir avukat, örnek bir eş ve aile babasıdır. O, haksızlıklara ve ötekileştirilmeye karşı verdiği mücadele ile engelli insanlara umut olur.

Bandırma Füze Kulübü, daha 9 yaşındayken bir uçan balon uğruna babasını kaybeden Umut’un; babasının ellerinden kaçıp göğe yükselen balonla birlikte başlayan uzaya, gökyüzüne tutkunun, füze çalışmaları ile devam etmesi, azim, inat, iptidai şartlarda yaratılan mucizenin Türkiye’ de nihayete eremeyişi ve Amerika-NASA’da Telestar Uydusu’ nun atılmasını göz yaşları için geri sayımı ve atışını izlemesiyle sonuçlanan hayat hikayesidir

Görünüşleri birbirlerinin aynı olan John Standing ve Johnny Spence, tesadüf eseri karşılaşırlar. Alkol aldıkları gecenin ardından John’a uyuşturucu bağımlısı bir anne, mağdur bir eş, küçük bir kız çocuğu, iki metres miras kalır. Durumun karmaşasını açıklayamayan John, yeni kimliğine alışmaya çalışır ve yeteneklerini gördükçe şaşırır.

Bay Kang, bir mafya adamı olup, son derece lüks bir otelin sahibidir. Bu otelde müdür pozisyonunda çalışan Sunwoo ise onun has adamıdır. Son derece başarılı bir çalışan olduğu için her zaman göz bebeği olmuştur Bay Kang’ın. Öte yandan Bay Kang, genç ve hoş bir kadın olan sevgilisine karşı ciddi bir zaaf sahibidir. Bir gün o kadının ihanetinden şüphelenerek takip edilmesi için Sunwoo’dan destek ister ve ıonu görevlendirir. Gerçekten de bir ihanet söz konusudur. O noktada kadının yaptığı hatanın bedeli aslında ölüm cezasıdır. Ancak Sunwoo, buna izin vermek yerine o çifti serbest bırakır. Kore sinemasında önemli bir yeri olan film festivallerde de gösterilmiştir.

Julián, şiddete meyilli bir gençtir ve Solis isimli bir lider tarafından yönetilen bir neo-nazi çetesinin üyesidir. Juliánın tek amacı aile desteğinden ve sevgisinden mahrum kaldığı bu hayatta bir şekilde bir kurtuluş yolu bulabilmektir. Değer verdiği tek kişi ise en yakın arkadaşı Luistir. Julián civardaki bir spor salonunda Carlomonte isimli bir eğitmenden boks dersleri almaya başlar. İçindeki öfkeyi bu şekillerde dışarı vurmaya çalışan genç adamın dönüşümü Alyssa isimli bir genç kızla tanışmasıyla olur. Geçmişi acılarla dolu Alyssa ve Julián birbirlerine aşık olurlar. Genç adam yeni bir hayat kurmak için aktif olarak çalıştığı grubunu bırakmaya karar verir, fakat Luis bu kararına karşı çıkar. İki aşık için işler zannettiklerinden daha zor olacaktır.

2. Dünya Savaşı sırasında, İtalya'da, dağda bulunan Brezilyalı bir grup asker, patlayan mayın nedeniyle paniğe kapılır ve ıssız bir bölgede kaybolurlar. Hem soğuk, hem de açlıktan yorgun düştükleri için bir karar vermek zorunda kalırlar. Ya düşman sınırına yaklaşacak, ya da askeri mahkemeye çıkmayı göze alacaklardır. Sonunda verdikleri karar, İtalya'nın en çok korkulan mayın tarlasından geçmek olur...

Orta yaş krizini iyileştirmek için umutsuz bir girişimde bulunan Martin, ailesini Norveç dağlarının yükseklerinde yaşamak için terk etti. Binlerce yıl önce atalarının yaptığı gibi avcılık ve toplayıcılık yaparak hayatta kalmaya çalışır.

Emekli özel ajan Nina, hiç tanımadığı oğlunun kaçırılması üzerine onu kurtarmak amacıyla harekete geçer ve önüne çıkan herkesi alt etmek için eski ölümcül becerilerine başvurur.