1830'da West Point'te hayattan bıkmış bir dedektif, bir öğrencinin kurban gittiği dehşet verici cinayeti gizlice araştırması için tutulur. Harp okulu öğrencilerinin sessizlik kuralı nedeniyle işi zorlaşan dedektif, vakayı çözmek için öğrencilerden birinden, dünyaya adını Edgar Allan Poe olarak duyuracak genç bir adamdan yardım alır.

11 yaşındaki Viktor ailesi ile birlikte ürkütücü bir konakta yaşamaktadır Yolculuğa çıkan anne-babası birkaç günlüğüne Viktoru evde kızkardeşi ile birlikte yalnız bırakır Aynı günlerde Viktor evde timsaha benzeyen, içi doldurulmuş bir oyuncak ve ölmüş kuzenine ait eski bir günlük bulur Bu keşif onu akıl almaz bir maceraya sürükleyecektir.

En iyi arkadaşının babası, haksız yere kasabanın değerli jingle belllerini çalmakla suçlanınca, genç bir amatör dedektif ve arkadaşları Noelden önce gerçek hırsızı bulmalıdır.

James, bir video arşivcisidir. Bir dizi korsan yayın keşfeden James, bunları engellemek için harekete geçer. Bu iş zor olsa da James'in oldukça ilgisini çekmektedir. Ancak araştırmasının ilerlettikçe James, karısı Hannah da dahil olmak üzere birkaç kadının ortadan kaybolmasıyla bağlantılı bir komployu ortaya çıkarır.

Batman'in her ay tatillerde insanları öldüren Holiday adlı gizemli bir katili durdurması gereken oldukça popüler çizgi romana dayanan iki bölümlük bir koleksiyon.

Margaret ve Ben, yakın arkadaşları olan Ellie ve Thomas ile onların iki küçük çocuğu ile birlikte hafta sonu gezisine çıkar. Ancak çok geçmeden çouklar tuhaf davranışlar sergilemeye başlar. Bu durum üzerine Ben, ortamda doğaüstü bir şeyler olduğundan şüphelenir.

Charlie Cullen tarihin en yüksek sayıda kurbana sahip olan seri katillerinden biridir. Sorumluluk sahibi bir sağlık hizmetlisi olduğunu düşünülen Cullen aynı zamanda bir aile babasıdır. Ama can alma konusundaki gizli saplantısı onu bir seri katil haline getirir. 16 yıl boyunca New Jersey ve Pennsylvaniadaki dokuz hastanede faaliyet gösteren Charlie 300den fazla kişinin ölümüne neden olur

Bir okulun bahçesindeki zaman kapsülünün içinden 1959 yılında yani bundan 50 yıl önce sadece rakamlarla yazılmış bir mektup bulunur. İlk başlarda mektuptaki rakamlar anlamsız gibi gelse de, zamanla mektuptaki sayıların dünya üstünde yaşanan felaketlerin, suikastlerin, büyük kazaların sırrını saklıyor olduğu ortaya çıkar. Ne yazık ki mektupta bahsedilen tüm felaketler gerçekleşmemiştir ve gerçekleşmemiş olanların her biri gerçekleşme yolundadır..

1930lu yıllarda İstanbul ve Paris arasında sefer yapan ünlü Şark Ekspresinde bir cinayet işlenir. Amerikalı bir milyoner trende ölü bulunur.Trende çok sayıdaki yolcu arasında ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot da vardır.Trenin kara saplanıp durması, Poirota yerel yetkililer duruma el koymadan önce cinayeti çözmesi için birkaç saat zaman verecektir.

Catherine Tramell, San Fransiscodan Londraya taşınır. Güzel kadın, kısa sürede başını kanunla belaya sokar. Scotland Yard için onun dosyasıyla ilgilenen polis psikoloğu Dr. Andrew Glass, kısa sürede kadının cazibesine kapılacaktır.Catherinenin fiziği ve kıvrak zekası birleştiği vakit Glass çoktan sınırlarını kaybetmiştir. Öyle ki hayatının gidişatını tamamen değiştirecek bir kararın en heyecanlı ve gerilimli halini yaşayacaktır.

Georges, bir televizyon kanalı için edebiyat programı hazırlayıp sunuyor. Karısı ile birlikte son derece rahat ve huzurlu bir yaşamı var. Bir gün kaynağı belirsiz bir paket alıyor. İçinden, Georgesun ailesiyle birlikteyken gizlice çekilmiş görüntülerinin olduğu bir video kaset çıkıyor! Zamanla, yeni paketler gelmeye başlıyor ve Georges, paketleri yollayan kişinin kendisini yakından tanıdığını anlıyor. Artık sadece karısı ile birlikte polise gidip gitmeme konusunda karar vermek kalıyor. Ve zaman geçtikçe Georgesun geçmişindeki bazı olaylar ile paketler arasındaki ilişki belirginleşmeye başlıyor... Yaşayan en önemli sinemacılardan birisi olan Michael Haneke imzasını taşıyan, sıkı bir gerilim filmi. Klasik bir gerilim filmi bekleyenlere, politik yönü ağır basan bir Haneke filmi olduğunu hatırlatalım.

John Smith, içki yasağı günlerinde, ahlaksız bir silahşördür. Yaptığı işler onu Teksastaki Jericho kasabasına sürükler. Burası yabancıları kucaklayan ve umut vaadeden bir kasaba olarak bilinmektedir. Oysa John vardığında, Jerichoyu, iki rakip çetenin sokak savaşları sürdürdüğü ve masum insanların yarısından çoğunun terkettiği bir hayalet kasaba olarak bulur.Bunu bir fırsat olarak görür ve iki taraflı oynayarak, kendisine kiralık bir silahşör olarak iyi bir para ve şan kazanma hevesiyle hareket eder. Oysa giderek tek başına kalacak ve hayatını kurtarmak en önemli gaye haline gelecektir.

Abby, sıkıntılı bir geçmişe sahip olan genç bir kadındır. Büyük bir yıkıma uğramasına neden olan annesinin ölümünün ardından Abby, memleketine geri döner. Çocukluğunun geçtiği yere geri dönmesi, Abby’nin ardında bıraktığı bir gizeme yeniden çekilmesine neden olur. Yirmi beş yıl önce ormanda bir çocuğun kaçırıldığına şahit olan Abby, o zaman üstü kapanan gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya karar verir. Bu süreçte Abby’nin kendisi ile de yüzleşmesine neden olur.

Çocuğunu kaybetmesiyle hayatı mahvolan polis Ray (Ziegler) ve onun amiri Kane, bir psikopat tarafından kaçırılmış ve etrafı patlayıcılarla sarılmış çocuğu kurtarmak zorundadırlar.

Suç şebekesi Lideri Rex, Frank ve ekibini paha biçilmez bir mücevher zulasını çalmak için işe alır - ancak biri polise ihbar edince iş ters gider. Frank kafasına bir darbe aldıktan sonra, uyandığında mücevherlerin gittiğini ve saldırganını hatırlamadığını görür. Şimdi, Frank, haini bulmak için ekip üyeleriyle tek tek yüzleşmelidir - Rex, Franki öldürterek izlerini örtmeden önce.

Angie ve onun arkadaşlarının hayatları gözler önüne geliyor. Angie, her zaman bir hayalle yaşamış bir genç kızdır, süper kahraman olup, insanların hayatlarını hatta dünyayı kurtarmak istemiştir. Bu kazadan sonra, Angie’in aradığı fırsat ayağına gelmiştir, Angie, kazadan sonra, çocukluğundan beri hayalini kurduğu süper kahramanlık seviyesine artık çok yakındır ve önüne gelen bu şansı en iyi şekilde değerlendirecektir.

Kız kıza seyahat ettikleri Hırvatistanda en iyi dostu ortadan kaybolan Beth, neler olduğunu anlamaya çalışır. Ama her ipucu yeni bir aldatmacayı beraberinde getirir.

Koku alma duyusunu yeniden kazanmak ve sevgilisini geri almak için bir dedektif, mükemmel kokuyu yaratmak için ölümcül yöntemler kullanan bir parfüm üreticisiyle güçlerini birleştirir.

Yakınlaşınca sırlar, sır olmaktan çıkar… Apar topar başlayan bir ilişki kişilerin sırlarını ortaya çıkarır… Yeni tanışan Vanessa ile Chris kısa sürede çıkmaya başlarlar. Chris’in annesi Maddie bu duruma oldukça hoşnutsuz yaklaşır.

Anthony 80 yaşında, biraz huysuz, ısrarla yalnız yaşamak isteyen ve kızının kendisine önerdiği tüm yardımcıları geri çeviren bir adamdır. Ancak kızı artık günlük ziyaretlerini yapamayacağı ve Anthony’nin gerçeklik algısı sarsılmaya başladığı için, bir yardımcı bulmak zorunlu hale gelir. Hafızasının gelgitlerini yaşarken, Anthony kendi kimliğinin ve geçmişinin ne kadarına tutunabilecektir?

The Unholy, Meryem Ananın sözde ziyaretinden sonra hastaları açıklanamaz bir şekilde duyabilen, konuşabilen ve iyileştirebilen işitme engelli genç bir kız olan Alicei (Cricket Brown) izliyor. Haber yayılırken ve yakın ve uzaktaki insanlar onun mucizelerine tanık olmak için akın ederken, kariyerini yeniden canlandırmayı uman rezil bir gazeteci (Jeffrey Dean Morgan) araştırmak için küçük New England kasabasını ziyaret eder. Etrafta dehşet verici olaylar yaşanmaya başlayınca, bu fenomenlerin Meryem Ananın eseri mi yoksa çok daha uğursuz bir şey mi olduğunu sorgulamaya başlar.