Lino, soygun amaçlı arabalar yapmakta usta, yetenekli bir araba tamircisidir. Ancak ters giden bir soygun nedeniyle tutuklanır. Özel bir narkotik polisi komiseri tarafından keşfedilen Linoya hapse düşmemesi için bir anlaşma teklif edilir. Dokuz ay sonra Lino, tartışmasız biçimde kendini göstermiştir. Ama haksız yere cinayetle suçlanınca masumiyetini kanıtlamak için tek bir seçeneği kalır: cinayet silahından çıkan ve kayıp bir arabaya saplanıp kalan mermiyi bulmak.

Jon Hamm'in çalıntı bir sanat koleksiyonunu ararken bir cinayet davasında baş şüpheli konumuna düşen, tuhaf bir şekilde çekici ama bir o kadar da baş belası olan Acar Hafiye'yi oynadığı keyifli bir polisiye komedi. Masumiyetini kanıtlamanın tek yolu ne mi? Eksantrik sanat satıcısından ve kayıp bir playboy'dan çılgın bir komşuya ve Acar Hafiye'nin İtalyan kız arkadaşına kadar uzanan şüpheli listesinden kimin suçlu olduğunu öğrenmek. Aslına bakarsanız suç, hiç bu kadar düzensiz olmamıştı.

Uğursuz bir seri katil, Londrada terör estirirken, gözden düşmüş parlak polis memuru John Luther, parmaklıklar ardında çürümektedir. Kendisine eziyet eden siber psikopatı durduramamasının azabını yaşayan Luther, bu soruşturmayı ne pahasına olursa olsun tamamlamak için hapishaneden kaçmaya karar verir.

Orta yaş krizini iyileştirmek için umutsuz bir girişimde bulunan Martin, ailesini Norveç dağlarının yükseklerinde yaşamak için terk etti. Binlerce yıl önce atalarının yaptığı gibi avcılık ve toplayıcılık yaparak hayatta kalmaya çalışır.

Üniversite öğrencisi kimliğiyle dolaşan, ancak gerçekte bir FBI ajanı olan Jake Wilde (Kellan Lutz), Endonezyadaki bir dizi bombalı saldırının sorumlularını yakalayabilmek için Hashim adlı bir yerel polisle işbirliği yapar. Ortak amaçları, bütün bu saldırıların arkasında bulunduğunu düşündükleri adam olan mücevher kaçakçısı Maliki (Mickey Rourke) yakalamaktır.

Şeytan Davası, "ruhun şeytan tarafından ele geçirilmesi" kavramının ABD'deki bir cinayet davasında ilk ve son kez resmî bir savunma gerekçesi olarak kullanılmasını inceliyor. Sözde "içine şeytan giren" bir çocuk ve şoke edici bir cinayete ilişkin birinci ağızdan ifadelere yer veren bu tuhaf öykü, bilinmeyen şeylerden kaynaklanan korkumuz hakkında düşünmemizi sağlıyor.

Profesyonel bir hırsızın, 40 milyon dolar borcu vardır. Adam, bu durumun ailesinin hayatına etki etmesinden endişe eder. Bu yüzden de son bir hırsızlık yaparak borcunu ödemeye karar verir. Ancak bu son kolay olmadığı gibi tehlikelidir. Hırsız, dünyanın en tehlikeli suçlularıyla dolu bir kumarhaneyi soymayı planlar.

The Johnny Worricker ajan üçlemesinin son filmi. Kahramanımız ve eski kız arkadaşı Avrupayı bir uçtan bir diğerine katederek intikamcı başbakandan ve gizli servislerden kaçarlarken; hem aileleri hem de arkadaşları da ayrıca izlenmektedir. Johnny artık oyunu bitimek niyetindedir.

Azimli bir savcı, ortadan kaybolan 13 yaşındaki bir gencin davasını saplantı hâline getirir ve bu gizemi çözmek için her yolu dener. Gerçek bir olaydan uyarlandı.

Federal Ajan Aaron Falk, intihar etmeden önce karısı ve çocuğunu öldüren çocukluk arkadaşının cenazesine katılmak için yirmi yıl önce ayrıldığı memleketine gider. Yaşananlara anlam veremeye Aaron, olayı araştırmaya karar verir. Aaron araştırma yaparken eski bir yara olan 17 yaşındaki Ellie Deaconun ölümünü de yeniden gün yüzüne çıkarır. Bu iki olayın birbiriyle bağlantılı olabileceğinden şüphelenmeye başlayan Falk, sadece arkadaşının masumiyetini değil, aynı zamanda kendi masumiyetini de kanıtlamak için çabalar.

Kendi çapında kirli işlere bulaşmış bir suçlu olan Dean, istediği birçok şeye, güzel kadınlara ve evinde 1 milyon poundluk nakit paraya sahiptir. Ancak paranın gerçek sahibi olan patronu Jimmy çok yakında parasını almaya gelecektir. Ancak o parada gözü olan tek kişi Jimmy değildir, bir gangster sürüsü de aynı parayı ele geçirmenin yollarını aramaktadır. Bir hata yüzünden ödül avcılığını bırakan Dean'i, düşmanları rahat bırakmayacaktır.

Avrupada birçok yeni evli çift, arkasında hep aynı izi bırakan cinayetlerle karşı karşıya kalıyordur. Kanonun kızı da balayı sırasında öldürülmüştür. Kanon da İskandinav bir gazetecinin yardımı ile olayı çözmeye çalışacaktır.

Bir takımın başında şeflik yapan Dedektif Choi (Son Hyun-Joo) terfi aldığı haberini alır. Bunu kutlamak için çalışma arkadaşları ile beraber bir parti verir. Ancak partiden eve dönerken bir suça tanık olur ve yanlışlıkla cinayet işler. Terfisi için bu suçunu örtbas etmeye karar verir. Ertesi sabah, haberlerde bir cesedin şantiye alanında vince asılı olarak bulunduğu ortaya konmaktadır. Choi bu habere şok olur. Çünkü dün gece öldürdüğü kişi haberlerdeki kişidir ve onu vince o asmamıştır. Cinayet davasını o alır ve daha sonra karakola gizemli bir telefon gelir.

Çocuğunu kaybetmesiyle hayatı mahvolan polis Ray (Ziegler) ve onun amiri Kane, bir psikopat tarafından kaçırılmış ve etrafı patlayıcılarla sarılmış çocuğu kurtarmak zorundadırlar.

Bu belgesel, işlediği cinayetlerden paçasını kurtarmaya çok yaklaşan yoğun bakım hemşiresi Charles Cullen'ın hastalarını öldürdüğünün nasıl kanıtlandığını anlatıyor.

Üniversite profesör olan Paul Rivers, yakalandığı amansız hastalık yüzünden evliliğinde sıkıntılı günler geçirmekte ve tek umudunu kalp nakline bağlamış şekilde beklemektedir. Kötü günleri geride bırakarak eşi ve iki çocuğuyla mutlu bir hayata başlayan Cristina adlı kadın ise hayatının belki de en mutlu günlerini yaşamaktadır. Öte yandan iki çocuğu ve eşi ile zorluk içinde yaşayan Jack Jordan oldukça zor şartlarda yaşamasına rağmen, dini inancının kuvvetli olması sayesinde ayakta kalmayı başaran biridir. Birbirinden tamamen bağımsız bu üç kişinin hayatları beklenmeyen bir kaza sonucu kesişecektir.

7 Kutu filmi, Paraguay gerçeğini 17 yaşındaki Victor´un yaşadığı macera dolu bir günle su yüzüne çıkarıyor. Yoksulluğun göz kırpmadan can aldığı bu sokaklarda, pazar yerinde el arabasıyla hamallık yapan Victor´un en büyük hayali bir gün kendini televizyonda görebilmektir. Victor, görür görmez büyülendiği kameralı cep telefonunu satın alabilmek için, içinde ne olduğunu bilmediği yedi tahta kasayı taşımayı kabul eder. Polis, rakip hamallar ve işvereni peşindeyken, onun için önemli olan tek şey, önce kendi hayatı, sonra da kasaları yerine ulaştırabilmektir.

Güney Afrikada, Johannesburgun yeraltı dünyasında bezgin bir gizli polis, Afrika tarihindeki en büyük altın soygununu ortaya çıkarmakla görevlendirilir. Kanunlara uyup para babası bir diktatörü mü koruyacak? Yoksa gözü pek bir soygun çetesinin başarıya ulaşmasına yardımcı mı olacak?

Sessiz, metanetli bir adam, kendi kendine sürgünde keşiş benzeri bir yaşam sürüyor. Ayrı yaşadığı oğlu kötüye giden bir uyuşturucu ticaretinde öldürülünce, var olduğunu hiç bilmediği bir torununa bakmak zorunda kalır ve geride bırakmaya çalıştığı bir hayata geri dönmek zorunda kalır.

A. J. Finn’in romanından uyarlanan filmde, agorafobi hastası Anna Fox’ın (Amy Adams) hikâyesi anlatılıyor. New York’ta bir apartmanda yalnız yaşayan Anna, asla dışarı çıkmaz. Hastalığı dolayısıyla evden dışarı çıkmakta, kalabalığa karışmakta, sosyal aktivitelerde bulunmakta zorlanmaktadır. Tüm zamanını evde içip, film izleyerek ve komşularını röntgenleyerek geçirir. Anna’nın rutin, sakin yaşantısı evinin tam karşısına taşınan Russell ailesinden sonra alt üst olur. Anna, idealindeki aile olarak gördüğü Russell ailesini röntgenlemeye başlar ve bir gün hiç görmemesi gereken bir şey görür.

Yunanistanda geçirdiği trajik bir kaza sonrası kendini siyasi bir komplonun ortasında bulan Amerikalı bir turist, onu öldürmeye kararlı olan suikastçılardan kaçar.