1930larda geçen Amsterdam, tanık oldukları cinayetin zanlısı haline gelen ve Amerikan tarihindeki en çirkin entrikalardan birini ortaya çıkaran üç arkadaşı takip ediyor.

14 milyon dolarlık bir kontrat yüzünden herkes John Wick’in peşine takılmıştır. Her türlü hizmeti alması yasaklanır, diğer bütün üyelerle iletişimi kesilir. Continental Hotel’in yöneticisi Winston O’na kaçıp kaybolması için bir saat zaman verir. John, New York’tan çıkmak ve hayatta kalmak için hizmet sektörünü kullanacak, bunları yaparken de dövüşerek ve öldürerek kendini aklama yoluna devam edecektir.

Ölümden kurtarılan ve bir cyborg olarak dirilen Binbaşı Kusanagi, siber suçluları avlayan bir görev gücünün lideridir. Ancak bir hackerın çok daha büyük planları vardır.

Lion , Crater , Bill ve Mouse birbirlerini koruyup kollayan ekip halinde çalışan yetim insanlardır. Her türlü işi yapmaktadırlar. Onlara aslında bir grup paralı askerde diyebiliriz. Süper bir soygun gerçekleştirmek için tekrar bir araya gelen ekibin ihtiyacı olan mülteci kampını korumak için bir yabancı istihbarat teşkilatı tarafından tutulan aynı zamanda değerli ilaçları taşıyan bir minibüsü kaçırmaya karar verirler. Ancak kamyonun çalınan altın külçeleri ile dolu olduğunu anladıklarında işler çok çabuk değişecektir.

Dito, New Yorkun fakir ve tehlikeli mahallelerinde yaşayan, serseri bir yaşamla farklı arayışların arasında kalmış genç bir adamdır. Sürekli birlikte takıldığı üç arkadaşı arasında en büyükleri olan Antonioya sevgi ile birlikte ayrı bir saygı beslemektedir. Fakat Dito, birlikte sokaklarda takılırken yaşadığı hayattan çok daha farklı bir naifliği de içinde barındırır. Özellikle son derece zeki olan kız arkadaşının yanında bu yönünü daha fazla ortaya çıkarabilen Ditonun hayatı, İskoçyadan New Yorka taşınan arkadaşı Mike sayesinde önemli bir dönemece gelecektir. Sanata çok düşkün olan ve şiir yazan Mike, Ditoya sokaklar ve şiddetin haricinde de yaşanabilecek keyifli bir yaşam alternatifi sunar. Gittikçe Mikedan daha çok etkilenen Dito için seçimini yapma vakti gelmiştir.

The Hitman’s Bodyguard’ın devamı niteliğinde çekilen film, ilk filmden dört yıl sonrasında geçmektedir. Michael Bryce, terapistinin önerisi ile korumalığa ara verir ve kendini yarı emeklilik durumunda bulur. Ancak daha doğru düzgün dinlenemeden Darius Kincaid’in eşi Sonia, Michael’ı tekrar çatışmanın tam ortasına çeker.

1930lu yıllarda İstanbul ve Paris arasında sefer yapan ünlü Şark Ekspresinde bir cinayet işlenir. Amerikalı bir milyoner trende ölü bulunur.Trende çok sayıdaki yolcu arasında ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot da vardır.Trenin kara saplanıp durması, Poirota yerel yetkililer duruma el koymadan önce cinayeti çözmesi için birkaç saat zaman verecektir.

Emekliye ayrılmış olan John Wick can yoldaşı köpeğiyle sakin bir hayat sürmektedir. Ancak başına gelen kimi olaylar onu bir kez daha suç dünyasına iter. Bu kez bu uğurda Roma sokaklarını arşınlaması gerekecektir...

Jeff Bridges ve Ryan Reynolds bu 3D doğaüstü aksiyon macera filminde yaşayanları diğer tarafa huzur içinde geçmeyi reddeden ruhlardan korumak için “Huzur İçinde Yat Departmanı”na gönderilen iki polisi canlandırıyor. Kıdemli şerif Roy Pulsifer (Bridges) kariyerini sıradan insanların kılığına giren canavar ruhların izini süren efsanevi polis gücü R.I.P.D.’de geçirmiştir. Roy’un yanına detektif Nick Walker (Reynolds) da katılınca yeni ortaklar hayatı sonlandıracak bir komplo kurulduğunu fark ederler. Bunun üzerine kozmik dengeyi yeniden kurmak veya öbür dünyaya gönderen tünelin kızgın ruhları hiç de olmaması gereken bir yola göndermeye başlamasını izlemek zorunda kalacaklardır...

Altı kafadar Emel Sayının sahne aldığı gazinoya eğlenmeye giderler. Hesapla ilgili bir problem çıkınca gazino çalışanlarından bir güzel dayak yerler. Buna çok sinirlenirler ve intikam almak için Emel Sayını kaçırırlar. Evin çatı katında sakladıkları Emel Sayını ancak gazino patronu istedikleri parayı verirse serbest bırakacaklardır. Emel Sayına çok iyi davranırlar ve Emel Sayın da onları çok sever. Öyle çok sever ki, onlardan ayrılmak bile istemez.

Dedektif olarak ilk resmî vakasını üstlenen Enola, bir kızın kayboluşunun ardındaki gizemi çözmek için arkadaşlarının ve ağabeyi Sherlockun yardımına başvurmak zorunda kalır.

Sharon Stone ve Billy Zane’den Heyecan Verici Bir Aksiyon! Hırslı bir gazeteci olan Sofie, yasadışı göç sorunuyla savaşıyormuş gibi gözükürken, gizliden gizliye bu olayın perde arkasında çalışan yozlaşmış politikacıları teker teker halka açıklamaya verir. Sofie’nin amacına ulaşmasını engellemeye çalışan kimliği belirsiz bir grup kardeşi Aaron’u kaçırır. Sofie, kardeşinin hayatta olup olmadığından habersiz bir şekilde şiddet, suç ve insan kaçırma olaylarının sürekli yaşandığı tehlikelerle dolu Amerika / Meksika sınırında kayıp kardeşini aramaya başlar.

Robert Rath, çok başarılı bir kiralık katildir fakat artık işini bırakmak istemektedir. Son işini almışken başka bir kiralık katille aynı hedefin peşinde olduğunu farkeder. Bu kendisinden daha genç, daha çılgın bir rakip olan Miguel Bain (Antonio Banderas)dir. Rath daha sonra hedefi olan gizemli kadına aşık olur.

Cinayet masasındaki tecrübesi nedeniyle Avcı lakabının hakkını veren Komiser Ferman ile adı deliye çıkmış İdris baba-oğul kadar birbirine yakın iki polistir. Aralarına antropoloji mezunu bir çömez olan Hasan katılmıştır. Üçü öldürülen genç bir kızın katilini bulmakla görevlendirilir. Soruşturma sırasında uyuşturucu ticaretinden zengin bir işadamına kadar farklı insanlarla karşılaşacak bu üç polisin hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır.

Yaşlanarak, kiralık katil olduğu günlerden emekliye ayrılmış Peppino Lo Cicero, karısının ölümünden beri büyük bir sevgi ile bağlı olduğu, kendisi gibi tetikçi oğlu Nino ile yaşamaktadır. Oğlu ansızın öldürüldüğünde, Peppino'nun gerçeğin ve intikamın peşinden çıkacağı şiddet dolu yolculuk, yeni bir yaşama başlamanın ilk adımlarını oluşturacaktır.

Polislikten ihraç edilen Brian O’Conner, çocukluk arkadaşı olan eski mahküm Roman Pearce ile birlikte, sicillerinin temizlenmesi karşılığında gizli ajan Monica Fuentes ile iş birliğine girerler. Yapmaları gereken Miami kökenli uyuşturucu baronu olan Carter Verone’nun örgütüne sızmak ve dolaşıma sokmaya çalıştığı kara parayla suçüstü yakalanmasını sağlamaktır.

Korumakta başarısız olduğu en yakın arkadaşının yasını tutan eski koruma Ok-ju, onun son dileğini gerçekleştirmek, yani intikamını almak için harekete geçer.

Bekar bir anne olan Maggie, genç kızıyla birlikte bir motelde yaşar. Geçimlerini sağlamak için mücadele eden Maggie, bir depoda çalışır. Onun hayatı, iki suçlu ve patronunun karanlık bir anlaşma yaparken depoda olmasıyla kararır. Maggie’nin patronunu öldüren iki suçlu, tesisin içinde saklı olan çalıntı elmasları ararken, Maggie’yi de rehin alır. Maggie, hayatta kalmak ve kızını korumak için, suçlulardan bir adım önde hareket etmek zorundadır.

Narkotik detektifleri Mike Lowrey (Will Smith) ve Marcus Burnett (Martin Lawrence) Miami’deki uyuşturucu trafiğini araştırmak üzere görevlendirilirler. İkilinin araştırması onları şehrin uyuşturucu trafiğini kontrol etmek isteyen ve bu nedenle kanlı bir çete savaşı başlatan Johnny Tapia’ya(Jordi Mollà) götürür. Bu arada Mike’ın Marcus’un kız kardeşi Syd’e (Gabrielle Union) ilgi duymaya başlaması, bu ikilinin arkadaşlığını ve iş ilişkilerini tehdit etmeye başlar. Eğer özel hayatlarıyla profesyonel hayatlarını birbirinden ayıramazlarsa hem üzerinde çalıştıkları davayı hem de Syd’in hayatını tehlikeye atacaklardır.

Sert mizaçlı bir gizli operasyon ajanı, bir suç şebekesine sızıp da hiç beklenmedik bir şekilde patronun oğluyla yakınlık kurunca ahlaki değerleri bir sınavdan geçer.

II. Dünya Savaşının sonunda direniş savaşçılarından oluşan bir grup, imkânsız bir soygun planı yapar. Plan, faşistlerin Milanodaki merkezinden Mussolininin hazinesini çalmaktır.