Willem Dafoe ve Matt Dillon’un başrollerini paylaştığı film, gerçek olaylardan esinlenen bir muhbirlik hikayesi. Willem Dafoe’yu bir dedektif, Matt Dillon’u ise muhbirlik yapan Jesse Weiland karakteri ile izleyeceğimiz Bad Country, suç dünyasına eğilen ama hikaye itibariyle orijinallik taşımayan örneklerin arasına katılacak gibi görünüyor.

Filmde Bette Midler baş cadı Winifred Sanderson, Sarah Jessica Parker, erkek düşkünü ve güzel sesli (sesiyle çocukları kandırır) Sarah Sanderson, diğeri de çocuk kokusunu alan Mary Sanderson, cadıdırlar.Binx adlı cocuğun kız kardeşinin hayatını içen Sanderson Kardeşler, kardeşini kurtarmaya çalışan Binxi de siyah bir kediye çevirirler. İdam edilirken Winifred Sanderson büyü yapar ve bakire birinin Black Flamed Candleı yakmasıyla geri döneceklerini söyler...ve 300 yıl sonra Max adındaki çocuk cadılar bayramında Salem kasabasında cadıların evine gider ve mumu yakar. Cadılar hayata döner ama sadece o gün için hayattalardır. Tabi cocukların hayatını içmedikleri sürece... Fakat ihtiyaçları olan büyü kitabı Maxin elindedir ve kovalamaca başlar..

Los Angeles 1997 yılı.Calvin ve Helen, 1962 yılının o kader gününden beri hayatlarını, incelemek üzere girdikleri Calvin in bomba sığınağına düşen jet yüzünden mahsur kaldıkları sığınakta geçirmektedirler. Şimdi 35 yaşında olan oğulları Adam bile burada doğmuştur. Sığınakta 50 li yıllar nostalji değildir. 35 yıl sonra kapak açıldığında baba, radyasyon giysileri içinde keşfe çıkar. Çevresinde ilk gördüğü insanlar; bir travesti fahişe, yaşlı bir kitapevi sahibi ve Calvin in Tanrı olduğunu zanneden iki ayyaştır. Calvin geri dönünce rapor verir. Maruz kaldıkları radyasyon saldırısının sonucunda, kendisini muhtemelen gelecek 10 yıl içinde yok edecek yarı insan yaratıklar oluşmuştur. Bu süreyi geçirebilmek için erzağa ihtiyaçları vardır. Webster lar gerekli stoğu sağlarken aynı zamanda kandisine bir eş bulsun diye saf Adam ı yer üstüne gönderirler ve Adam anında kaybolur. Geçmişin sığınağından çıkmak Adam a neler getirecektir?