1961de, 60 yaşındaki taksi şoförü Kempton Bunton, Goyanın Wellington Dükü Portresi’ni Londra Ulusal Galeriden çalar. Bu, Galeri tarihindeki ilk (ve tek) hırsızlıktır. Kempton, hükümetin yaşlılara ücretsiz televizyon sağlamayı kabul etmesi şartıyla tabloyu iade edeceğini söyleyen fidye notları gönderir. Sonrasında olanlar efsane haline gelir. 50 yıl sonra hikayenin tamamı ortaya çıkar - Kempton bir yalanlar ağı örmüştür. Tek gerçek, dünyayı değiştirmeye ve evliliğini kurtarmaya kararlı olan iyi bir adam olmasıdır.

İnsan ırkının geleceği tehlikedeyken, zeka ve itaat için yetiştirilmiş bir grup genç erkek ve kadın, uzak bir gezegeni kolonileştirmek için bir keşif yolculuğuna çıkar. Ancak görevle ilgili rahatsız edici sırları ortaya çıkardıklarında, eğitimlerine meydan okurlar ve en ilkel doğalarını keşfetmeye başlarlar. Gemideki yaşam kaosa dönüşürken, korku, şehvet ve doyumsuz güç açlığı tarafından tüketilirler.

Hasta annelerine yardım etmek için para çalan iki hırsız genç kardeş, unutulmuş bir kuyunun dibinde mahsur kalmış sorunlu bir güvenlik görevlisiyle fikir birliğine varır.