Tükenmişlik sendromu yaşayan roman yazarı Sezai, hobi olarak biriktirdiği 3-5 damacana bozuk parayı bütünletip güzel bir tatil yapıp kafasını toparlamak ister. Bozuk paraları hamallarla bankaya götürdüğünde çoğunluğunun sahte olduğu ortaya çıkar. Götürüldüğü cezaevinde firara denk gelir. Firar sonrası tanıştığı dilencilerin baronu Kazım ona bir iş teklifi yapar. “En iyi para en iyi hikayede vardır” ilkesinden yola çıkarak dilencilerine hikaye yazmasını ister. Bu kişilerden biri de üvey kızı Işıl’dır. Kolejlerde okumuş, yurt dışı eğitimi almış, entelektüel kibar bir beyefendi olan Sezai, bozuk para bütünlemesiyle başlayan talihsizlikler komedisi sonucu bir anda bilmediği bambaşka bir dünyanın anti-kahramanı olur.

Ali, mide kanserine yakalanan genç bir adamın yaşadığı zorlukları konu ediyor. Onun hastalığı, sadece kendisinin değil, babasının da hayatının değişmesine neden olur. Oğlunun iyileşmesi için elinden geleni yapan baba, bu süreçte günden güne tükenmeye başlar.

Fazla Şaapmada, günümüzde bir çok insanın yaşadığı kendini değerli hissetme savaşını izliyoruz. Arnon Grunbergin Her şey bir nedenle olur, olmuyorsa da bir nedeni vardır. sözünden yola çıkan Fazla Şaapma, bir öğretmen çocuğu olan Ömürün, askerlik sonrası geçirdiği işsizlik döneminden sonra iş hayatında tutunma çabasını ve bu arada yaşadığı aşkı trajikomik bir şekilde perdeye getiriyor.