Fikret, eski mesleği olan gemiciliğe dönmüş, tayfa olarak çalıştığı gemiyle uzak denizlere açılmıştır. Gemi Hint okyanusunda seyrederken Somali’li korsanların saldırısına uğrar, korsanlar gemiyi ele geçirir, Fikret denize atlayıp kaçar.Ertesi gün Fikret baygın bir halde Hindistan sahilinde bir kumsalda karaya vurur. Bir kaç hintli köylü Fikret’i bulur, tedavi etmek için yakınlardaki bir Budist tapınağına götürürler.Aradan beş ay geçer, Fikret sağlığına kavuşur, tapınakta eğitim gören Serkan adındaki bir Türkle tanışıp arkadaş olur.

Futbolcu olma hayali kuran kardeşiyle beraber İstanbul’a taşınan fizik öğretmeni Tarkan’ın (Kutsi) başına türlü şanssızlık gelmiştir. İş arayan Tarkan kendi branşında iş bulamayınca sonunda müzik öğretmeni olarak iş bulur. Aynı okulda İngilizce öğretmeni olan Süreyya ile tanışmasıyla, hayatında önemli değişiklikler meydana gelmeye başlar.

Mandıra Filozofu bu kez de İstanbulluların kafasını karıştırmaya geliyor. Bodrum’un Çökertme köyünde, bir lokma bir hırka yaşayan Mustafali, İstanbul üzerinden modern dünya ile hesaplaşıyor.

Çekimleri doğal güzellikleriyle dünya çapında ünlenmiş Bodrum Çökertme Köyü’nde gerçekleştirilen filmde Robinson Crusoe hayatı yaşayan Mustafa Ali (Mandıra Filozofu) ve zengin iş adamı Cavit bey (Rasim Öztekin)’in  karşılaşmalarını ve köydeki aile içi çekişmeler eğlenceli bir dil ile anlatılıyor.

İstanbul'da yaşayan ve inşaat işinde çalışan "Seni yenicem İstanbul" mottosunu tutturamayan Aşur (İlyas İlbey) hala görüştüğü Kastamonu ilindeki köylülerinden köyüne kameramanların geldiği öğrenince köyüne dönmeye karar verir. Ünlü ve zengin olma hayalleri peşinde koşan ve köyüne dönen Aşur efendi köyüne Hidroelektrik Santrali kurulacağını öğrenir ve bu sebeple köyünün çok değiştiğini görür. Filmde Aşur'un bundan sonra yapmış olduğu planlar üzerine kurulur. Çekimleri Kastamonu ili Araç ilçesi Çaybaşı köyünde devam eden filmin ağırlıklı oyuncularını ilk defa kamera karşısına geçen köy halkı oluşturmaktadır. Filmin komedi unsurunu yıllardır izlediğimiz Yasemin Yalçın, İlyas İlbey ikilisinin skeçlerinden tahmin edebileceğimiz gibi, oyuncuların yerel halk ve halkın dilinden kameraya yansıtılması filmi daha doğal yapmaktadır.