Şale Apartmanı, içerisinde türlü insanların barındığı bir apartmandır. Herkes tarafından sevilen bir kapıcı, mutlu bir evliliğe sahip bir çift, mahallelinin kedilerinin sevgilisi yaşlı teyze ve meraklı komşular… Günlerden bir gün genç bir kadının hastaneye kaldırılması ve ardından bir başka kadının taşınması apartmanın hareketlenmesine neden olur. Yeni komşu sığınma evinden gelen genç bir kadındır. Sıkıntılı bir geçmişe sahip olan kadın, yeni erkek arkadaşı ile birlikte hayatında yeni bir başlangıç yapar. Kurduğu yeni dünyasında kendisini hiç olmadığı kadar güvende hisseder. Peki gerçekten de güvende midir? Şale Apartmanı’na taşınarak hayatına birçok insanı katan kadın gerçekte kime güvenmelidir?

Birçok ödüllü reklam filmi ve Bıçak Sırtı dizisiyle adını duyuran, Anlat İstanbul’un yönetmenlerinden Selim Demirdelen, ilk sinema filmi Kavşak’ta bir muhasebe şirketinde şef olarak çalışan Güven’in hikâyesini anlatıyor. Mutlu bir evliliği olan Güven’in rutin hayatı, yeni bölüm şefi Arzu’nun odasına taşınmasıyla sarsılmaya başlar. Öte yanda ev sahibinin oğlu, oturdukları evi yıktırmak üzere bir müteahhitle anlaşmaya çalışmakta, muhasebe elemanı Haydar ise şirket paralarını zimmetine geçirmektedir. Güven’in hayatıyla ilgili verdiği küçük bir açık ve Arzu’nun dizginlenemeyen merakıyla olaylar çorap söküğü gibi gelişir ve Güven köşeye sıkışmaya başlar.

Hayati küçük bir kasabada edebiyat öğretmenidir ve bir kitabın yazarıdır. Umutsuzca geçmişine bağlanan Hayati’nin aklında hep parçalanan evliliği, hasta annesi ve çürümekte olan ceviz ağacı vardır. Hayatına devam etmek yerine geçmişe saplanıp kalan Hayati, geçmişte yaşadığı olayları düşündükçe kendi zayıflıkları ile yüzleşecek ve kötülüğe karşı hiçbir şey yapmadan oturmanın mı yoksa bunu düşünmenin mi bir günah olduğunu irdeleyecektir.