Dünya büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Dünyanın yok olmasına neden olabilecek bir gök cismi gittikçe dünyaya yaklaşmaktadır. İnsanların kaçabilmesi için önlerinde sadece 48 saat vardır. Hayatta kalmak için zamana karşı yarışan evli bir çift, oğulları ile birlikte felaketten kurtulabilmek için Grönland’daki bir yeraltı sığınağına ulaşmaya çalışır.

Film, gittikleri tatilde kendilerini korkunç durumların içinde bulan bir çiftin hikayesini konu ediyor. Taylanda bir adada egzotik bir tatil yapan Neil ve Christine, akşamdan kalma bir şekilde uyandıklarında, önceki gece neler yaşandığına dair bir fikirleri yoktur. Kendilerini tuhaf bir durum içinde bulan çift, buldukları videoda bir ayine katıldıklarını ve açıklanamayacak bir şekilde Neilin Christinei öldürdüğünü izler. Gördüklerinden sonra dehşete düşen çift, adadan uzaklaşmak için harekete geçer. Ancak feribotun kalkmasına 24 saat vardır ve çift bu sırada önceki akşam yaşananları yeniden inşa etmeye çalışır.

1)Kaptan Pengu, sera gazları ve küresel ısınma etkisiyle eriyen buzullar için çalışırken biricik dostu Putuk’un, eriyen buzuldan düşerek denizde kaybolduğunu öğrenir. Hemen arkadaşını aramaya başlayan Kaptan Pengu’ya, bu yolculukta Misket, Pelik ve Mandalina da katılacaktır. Putuk’u bulmak için çıktıkları yolda onları heyecanlı, maceralı ve komik anlar beklemektedir.2)Maki güzeller güzeli İnci Koyu’nda tek başına yaşayan, bundan da son derece mutlu bir bukalemundur. Koya gözü gibi bakar, kuşlar dışında kimseyi koya kabul etmez. Bir sabah uyandığında koya atılmış çöpler görür. Çöpleri çöpe atar, geri döndüğünde yeniden çöp atıldığını görür. Ertesi gün yine ve yine... Maki yorulmuş ve çok kızmıştır. Çöplerle tek başına mücadele edemeyeceği için, mecburen arkadaşlarını aramaya başlar. Fakat bir kısmı kış uykusundan yeni uyanırken, bir kısmı da göçtedir. Kimisi daha önce Maki’ye kırıldığı için gelmek istemez, kimisi çok yoğundur. Maki tek başına her gün çöpleri toplamaktan yorgun düşer ve arkadaşlarını yardıma nasıl çağıracağını kara kara düşünür. Yüzüne çarpan müzik festivali broşürü sayesinde hayvanları oraya nasıl çekeceğini anlar.

Emirhan 13 yaşında, bir AVM’de güvenlik müdürü olarak çalışan Sedat Yılmaz’ın oğludur. Mahalleden arkadaşları Ege ve Berkcan ile AVM’de bir gece geçirip VR oyunları oynama hayali kurmaktadır. Bu sıra da AVM’de sergilenecek ünlü bir heykeli de merak etmektedir. Emirhan erkenden kalkar, babasına destek olmak için AVM yolunu tutar. Bir talihsizlik sonucu babası gece nöbetine kalır ve Emirhan arkadaşlarını oraya davet edip durumu fırsata çevirmeye karar verir. O gece iki hırsız heykeli çalmak için AVM’ye gizlice girince işler karışır. Bundan sonrası kendilerine Bisikletli Çılgınlar diyen 5 afacan arkadaşın macera dolu saatlerine dönüşür.

Fire Island, ucuz rosé ve bir grup eklektik arkadaşın yardımıyla tarihsel olarak LGBTQ+ topluluğu için sıcak bir nokta olarak bilinen Long Islandın güney kıyısındaki Fire Islanda bir haftalık bir tatile çıkan iki yakın arkadaşın hikayesini konu ediyor.

Hevesli genç bir sanatçı, kendi iradesi dışında lise koşu takımına katılmaya zorlanır. Bu durum onun için tamamen kötü değildir çünkü böylece ona uzun zamandır aşık olduğu kızı takip etme fırsat sağlar. Ancak, tamamen başka bir takım arkadaşına gönlünü kaptırdığında işler karmaşıklaşır. Genç, bu süreçte gerçek aşkın nasıl bir his olduğunu keşfeder.

Bir doğum günü kutlamasında bir araya gelen dört öğretmen, kanımızda doğuştan alkol eksikliği olduğu ve bu eksikliğin gün boyunca kontrollü alkol tüketimiyle kapatılması sonucu, insanın potansiyeline ulaşacağını ileri süren teoriden hareketle bir deneye girişirler. “Akademik deneyin” başlarında okuldaki performansları ve sosyal hayattaki başarıları gittikçe artsa da deneyin kurallarını sürekli esnetip güncelledikçe hem kendilerinin hem de toplumun sınırlarını zorlamaya başlarlar.

20. yüzyılın ilk yarısında İngiliz sömürgesi altındaki Hindistan'da geçen film, bağımsızlık mücadelesi için İngiliz yönetimine karşı "Pasif Direniş"i örgütleyen Mahatma Gandhi'nin hayatından bir kesit anlatıyor. En iyi biyografik çalışmalardan biri olarak kabul edilen Gandhi, 11 dalda aday olduğu Oscar ödüllerinden "en iyi film" ve "en iyi yönetmen" dahil tam 8 ödülle döndü. Gandhi rolünde sinema tarihinin en iyi performanslarından birine imza atan usta oyuncu Ben Kingsley'nin ise "en iyi erkek oyuncu" dalında heykelciğe uzanmasıysa pek zor olmadı. Cenaze sahnesinde yaklaşık 300.000 kişinin yer almasıyla da bir film sahnesinde yer alan en kalabalık insan sayısı rekorunu da elinde bulunduran film, çarpıcı sahneleriyle hafızalardan silinmeyecek bir yapıt. Hindistan bağımsızlık hareketinin lideri Gandhi'nin gerçek hayatından sinemaya aktarılan bu gerçekçi yapım, ülkemizde yıllarca yasaklanmış ve gösterime girememişti..

(Zoraki İkili 2012) Birbirlerine tamamen zıt karakterler olan iki dedektifin komik maceralarını anlatan filmde Omar Sy, varoş mahallelerde görev alan Osman adında bir polisi canlandırıyor. Osman peşinde olduğu bir kumar çetesini yakalamak için bir takım dalaverelerle kendini suç departmanının şefi olmak üzere olan seçkin bir polis François’nın ortağı yapar. Tek amacı suya sabuna dokunmadan üstlerine doğru imajı vermek olan François’nın şimdi terfisi konusunda önünde tek bir engel vardır: Burnunu her şeye sokan Osman. Küçük bir çetenin peşinde olduğunu zanneden bu uyumsuz ikili istemeden de olsa zamanla kendilerini ülkenin en büyük suç ağını çökertmek için giriştikleri bir maceranın ortasında bulacaktır...(Zoraki İkili 2020) On yıl sonra tekrar bir araya gelmek zorunda kalan iki uyumsuz polis, büyük bir komplonun tehdit ettiği bölünmüş bir Fransız kasabasında işlenen cinayeti araştırır.

Bir grup arkadaş hırsızlık için mükemmel bir ev bulduklarını düşünür. Bu ev boştur ve içeride içinde para dolu bir kasa vardır. Fakat evde yaşayan yaşlı çift eve erken döndüklerinde işler bir anda karışır. Ölümcül bir kedi fare oyunun ortasında kalan gençler, hayatları için hiç olmadığı şekilde savaşmak zorundadır.

Baraj gölünün sularının çekilmesiyle ortaya çıkan kırmızı bir bavulun içinde insan iskeleti bulunur. Yapılan ilk incelemede kemiklerin genç bir kadına ait olduğu anlaşılır. Haberi öğrenen kimyager Ersin, kemiklerin 6 ay önce kaybolan karısı Oyaya ait olmasından endişelenmektedir. Karısına aşık Ersinin tek istediği katilin bir an evvel bulunmasıdır. Elde edilen ipuçları ekibi bambaşka bir yola sokar. İpuçları farklı kişilerin katil olduğunu gösterse de ortada tek bir gerçek soru vardır. Oyayı kim ve neden öldürmüştür?

On yıl sonra tekrar bir araya gelmek zorunda kalan iki uyumsuz polis, büyük bir komplonun tehdit ettiği bölünmüş bir Fransız kasabasında işlenen cinayeti araştırır.

Francis Ford Coppola'nın bir New York mafya ailesinin günlük yaşamını konu alan üçleme filmi. Yıldızlarla dolu oyuncu kadrosuyla bu filmler, Hollywood'un şimdiye kadar ürettiği en iyilerden bazıları olarak tarihe geçti.

Mario Puzonun çok satan kitabından Puzo ve yönetmen Francis Ford Coppola tarafından sinemaya uyarlanan eser, 40lar ve 50lerin Amerikasında, bir İtalyan mafya ailesinin destansı öyküsünü konu alıyor. Corleone ailesi, Don Vito Corleonenin başında olduğu, suça dayalı bir örgüt kurmuş olan İtalyan asıllı meşhur bir ailedir. Aile, New Yorktaki diğer dört aileyle birlikte New Yorkun yeraltı işlerini yönetmektedir. Ancak Corleone ailesini diğerlerinden ayıran özelliği, Don Corleonenin cebinde bozuk para gibi taşıdığı politikacılar ve yargıçlardır. Politikacılar ve yargıçlarla olan bu yakın ilişkileri diğer ailelerin açamadığı kapıları açabilmesini sağlamaktadır.