On sekizinci yüzyılın başlarında İngiltere'nin Fransa ile savaşı sürerken, Kraliçe Anne'in (Olivia Colman) tahtta olduğu sarayı ve lüks yaşam tarzı bundan pek etkilenmez. Kraliçenin yakın "arkadaşı" olan Marlborough Düşesi Sarah Churchill (Rachel Weisz), bir yandan kraliçe ile ilgilenirken bir yandan onun yerine ülkeyi yönetmektedir. Düşes Sarah'ın saraya yeni gelen akrabası genç Abigail Masham (Emma Stone), Kraliçe Anne’in gözdesi olabilmek için Sarah ile rekabete girer. Kraliçe Anne’in sağlığı gitgide bozulurken iktidar, hırs, aşk ve hasetten güç alan saray entrikaları da alıp başını gider.

16 yaşındaki Matt kendi iyiliği için biraz fazla iyi biridir ve görüşmediği ağabeyi Deconun bir vampire dönüştüğünü öğrendiğinde bir ikilemle karşı karşıya kalır: kanlı kardeşine yardım etmek için kendi hayatını riske atacak mı? yoksa enfeksiyonu daha fazla yaymadan önce ona kazık mı atacak?

Yeşil Şövalye ile yüzleşmek için zorlu bir savaşa girişen Karl Arthur’un yeğeni Sir Gawain’in hikayesini konu ediniyor. Krallığa olan bağını kanıtlamak için kendisine meydan okuyan düşmanı Yeşil Şövalyeye karşı zorlu bir mücadeleye girişen Sir Gawain, destansı bir yolculuğa çıkar.

1862'de, Büyük Kıtlık'tan 13 yıl sonra, İngiliz Nightingale hemşiresi Lib Wright (Florence Pugh), dindar bir topluluk tarafından içlerinden birini 15 gün boyunca gözlemlemesi için İrlanda'nın Midlands bölgesine çağrılır. Anna O’Donnell (Kíla Lord Cassidy) dört aydır yemek yemeden mucizevi bir şekilde "cennetin kutsal yiyecekleriyle" hayatta kaldığı iddia edilen 11 yaşındaki bir kızdır. Anna'nın sağlığı hızla kötüye gidince Lib, gerçeği ortaya çıkarmaya karar verir ve inandıkları şeylerden vazgeçmeye hiç niyeti olmayan bir topluluğun inancına meydan okur.

Annesiyle yeni taşındığı büyük şehre uyum sağlamakta zorlanan Elmer, Vahşi Adayı ve kurtarılmayı bekleyen bir yavru ejderhayı bulmak için evden kaçar. Atıldığı bu büyük macerada Elmeri yırtıcı canavarlar, gizemli bir ada ve ömür boyu sürecek bir dostluk beklemektedir.

İngiliz yönetmen Joanna Hogg, talihsiz bir ilk aşkı ustalıkla anlattığı 2019 tarihli Souvenir / Hatıra’nın devam filmiyle karşımızda. İlk aşkı takip eden yas sürecini keşfe çıkan Hatıra: 2. Bölüm, ana karakteri, sinema öğrencisi Julie’nin, yaşadığı kaybın ardından yaratım sürecine girişini anlatıyor. Hogg’un 1980’li yıllarda Londra’daki hayatından izler taşıyan hikâyenin canlı tanıklarından biri de iki filmde de anne rolünü üstlenen Tilda Swinton ve gerçek hayatta da kızı olan Honor Swinton Byrne. Yönetmenin kendi gençliğine 30 yıl sonra attığı bakış, geçmişin hayaletleriyle yaşayabilmenin yetişkin hayat için kazanılması gereken bir yeti olduğunu naif bir yerden ele alıyor. Dünya prömiyerini 2021 Cannes Film Festivali’nde Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde yapan Hatıra: 2. Bölüm, kaldığı yerden devam ettiği hikâyeyi yeniden taze kılmayı başarıyor.

Mars’a ilk insanlı görevin son gününde, Tantalus Base’in bir ekip üyesi inanılmaz bir keşif yaptığına inanır, bakteriyel hayatın fosilleşmiş kanıtı. Tüm ekibin bu keşiften nemalanmasını istemeyince, emirlere karşı gelir ve daha fazla numune toplamak için izinsiz bir keşfe çıkar. Ancak rutin bir kazı işi, gözenekli toprak çökünce felakete dönüşür ve kendisi derin bir çatlağa düşerek ölümün kıyısına gelir. Mahvolan iş arkadaşları bedenini iyileştirmeye çalışır. Ancak keşfettikleri yaşam formunun da henüz ölü olmadığından şüphelenmeye başlarlar. Grup ayrı düşmeye başlarken, tek umutları gemileri Aurora’nın gelmesinin yakın olmasıdır...

Ben kızının korkunç bir kazada ölümünden sonra mahvolmuştur. Tekrar eden rüyalarından dolayı kızını tekrar hayata döndürebileceğine ikna olan Ben bunun için bir yola çıkar. Acaba bu sadece rüya mıdır yoksa Ben aklını mı kaybetmektedir?

Patrick DeWitt’in aynı adlı kitabından uyarlanmış olan filmde, Manhattan sosyetesinden ünlü bir sima olan Frances Price’ın, ölen kocasının servetini tüketmesi ve kalan her şeyi nakde çevirdikten sonra günlerini geçirmek için kocasının adeta yeniden vücut bulmuş hali olan oğlu Malcolm ve kedisi ile birlikte Manhattandan Pariste küçük bir daireye taşınmasının hikayesi anlatılıyor

Bir grup yol işçisi, yanlışlıkla İrlandalı bir vampiri uyandırdıkları gece, amansız bir hayatta kalma mücadelesi verir.İrlandadan gelen son derece çekici bir halk anlatısı. Yönetmen Chris Baugh senaryoyu, Bram Stokerın mezarını ziyaret ettikten beş gün içerisinde yazıp tamamlamış

Sapkın bir tarikattan henüz çocukken kaçan anne, 8 yaşındaki oğlu tarikatın kötü niyetli üyeleri tarafından kaçırılmaya çalışınca geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Küçük çocuk kaçırılma teşebbüsünden sonra gizemli bir hastalığa yakalanınca, annesi oğlunu kurtarmak için elinden geleni yapacaktır.

Kendi halinde yaşayan Normun yaşam alanına lüks bir otel yapmaya kalkan çılgın bir iş adamıyla olan maceralarını izleyeceğimiz bu animasyon filminde, Norm ve arkadaşları New Yorka gelerek iş adamını durdurmak için binbir maceraya atılır.

10 sene öncelikle yaşadığı kenti terk eden ray, babasının hastalığı için tekrar dönmek mecburiyetinde kalır.niyeti, babasını kızıyla tanıştırmaktır lakin işler istediği bu gibi gitmez.

Yalnız çalışan deniz biyolojisi öğrencisi Siobhán, araştırmasını bitirmek üzere, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir mürettebatla deniz üzerinde sinir harbi ile dolu bir hafta geçirmek zorundadır. Günler geçtikçe gemidekiler arasındaki gerilim git gide artarken, Atlantikin derinliklerinde, bilinmeyen bir yaşam formu kısa sürede tekneyi tuzağa düşürür. Mürettebatın üyeleri garip bir enfeksiyona yenik düştüğü için Siobhán, korkularının üstesinden gelmeli ve herkes kaybolmadan önce onların güvenini kazanmalıdır.