20. yüzyılın başında Ughettera, Kuzey İtalya. Ughetto ailesinin köyünde yaşamak çok zorlaşmıştı ve Ughettolar yurtdışında daha iyi bir yaşam hayali kuruyordu. Luigi Ughetto, Fransada yeni bir hayata başlayarak Alpleri aşarak çok sevdiği ailesinin kaderini sonsuza dek değiştirmiştir.

Antonina Miliukova, tutkulu bir aşkla bağlandığı ünlü bestecilerden Pyotr Çaykovski ile evlenir. Fakat kocasından hiçbir alanda yakınlık görmeyen genç kadın kendini karmaşık, yaralı, eziyet dolu bir hayatın ortasında bulur. Sevgisi yıkıcı bir takıntıya dönüşürken, sırf Çaykovski’nin yakınında olabilmek için çalkantılara katlanıp kendi benliğini feda etmek zorunda kalacaktır.

Küresel bir felaket nedeniyle dünyanın insanlar için yaşanmaz bir hale gelmesinin ardından sadece birkaç kişi, uzay gemileriyle Kepler 209 gezegenine gider. Ancak çok geçmeden buranın atmosferinin insanları kısır hale getirdiği anlaşılır. Dünyadaki yaşamın yeniden mümkün olup olmadığının araştırılması için bir uzay kapsülü dünyaya gönderilir. Ancak uzay kapsülü dünya atmosferine girerken kontrolden çıkar ve inişten sadece astronot Blake sağ kurtulur. Kendisini bir anda zorlu bir hayatta kalma mücadelesinin içinde bulan Blake, tüm insanlığın kaderini belirleyecek seçimler yapmak zorunda kalır.

Lisa ve Mara, ev arkadaşı olan iki kadındır. Ancak onların ev arkadaşlığı, Lisanın tek başına yaşamaya karar vermesiyle sona ermek üzeredir. Lisa yeni bir hayata başlayamaya hazır olsa da Mara, bu değişime henüz hazır değildir. Bu süreç aynı zamanda dost olan Lisa ve Maranın arasında gerginlik oluşmasına neden olur. İiki arkadaş arasındaki gerilim, Lisa’nın annesinin, bir usta ve çırağının, komşunun ve evin sessiz üyesi örümceğin araya girmesiyle bir azalır bir artar.

Bir kamyon şoförü, erkek kardeşini ölümcül bir hapishane çetesinden kurtarmak için yasadışı kargo kaçırmak zorunda kalır. Çok geçmeden FBI ajanı Gerick onun peşine düşer. Son paketin genç bir kız olduğu ortaya çıkınca Sallynin vicdanı sınanır.

Ülkesinden uzakta İsviçre’de yaşayan 15 yaşındaki Olga Ukraynalı, yetenekli bir jimnastikçidir. Kariyerinin zirvesindeki tüm sporcular gibi, hayali Olimpiyatlar’da altın madalyaya ulaşmaktır. Yeni milli takımına uyum sağlamak için elinden geleni yapmaktadır ancak Avrupa Şampiyonası yaklaşırken Kiev’deki Turuncu Devrim Olga’nın dünyasını alt üst eder.

Film, moda ve Hollywoodun en büyük yıldızlarından biri olan Audrey Hepburn’ün hayatına odaklanıyor. 24 yaşında ilk Akademi Ödülünü kazanan ve dünyanın en büyük kültürel ikonlarından biri olan Audrey Hepburn’ün hayatının bilinmeyenlerinin gözler önüne serildiği filmde, onu yakından tanıyanlarla yapılan röportajlara yer veriliyor.

Romanın güney banliyölerinde çocuklarıyla birlikte yaşayan bir grup ailenin gündelik hayatlarına, aileler arası gerilimlere ve aile içi karanlık sırlara odaklanıyor.

Los Angeles, günümüz. Henry McHenry, sert bir mizah anlayışına sahip bir stand-up komedyenidir. Ann Desfranoux ise uluslararası üne sahip bir opera sanatçısı… Sahne ışıkları altında Henry ve Ann, oldukça mutlu ve çekici bir çifttir. Ancak olağanüstü bir kadere sahip gizemli bir kız çocuğu olan Annette’in doğumu ile birlikte hayatları alt üst olacaktır.

eşi Kosova Savaşı’ndan beri kayıp olan Fahrije karakterini odak noktasına alıyor. Bu süreçte kendi işini kurup çocuklarına bakan Fahrije, ataerkil bir topluma karşı kendi ayakları üzerinde durarak tüm gücüyle savaşmaya karar veriyor.

Le Sel des larmes, gitmek istediği okulun giriş sınavına gitmek için yaşadığı eyaletten ayrılıp Paris'e giden bir gencin hikayesini konu ediyor. Okula giriş sınavı için Paris'e giden Luc'un yolu, Djemila adında bir kadın ile kesişir. Luc, memleketine geri dönmeden ve çocukluğundan beri tanıdığı Geneviève ile bir ilişkiye başlamadan önce, Djemila ile kısa bir ilişki yaşar. İki tutku arasında kalan Luc, kendisini babasının hayalini gerçekleştirmeye adar ta ki gerçek aşkı buluncaya kadar.

İki eski arkadaş olan Fred ve Mick, Alplere tatile çıkmışlardır. Besteci ve şef Fred (Michael Caine) emekli olmuştur. Yönetmen Mick ise (Harvey Keitel) hala çalışmaktadır. Artık hayatlarının sonlarına yaklaşmış olan iki adam, otelde geçirdikleri süre boyunca etraflarındaki her şeye merak duygusuyla bakmaktadır. Mick son büyük başyapıtının senaryosu üzerinde hırsla çalışmaktadır, ancak Fredin emeklilikten vazgeçmeye niyeti yoktur. Ama onun kariyerine devam etmesini isteyen biri çıkacaktır * Film: dramadır, aksiyondur, romantiktir, komedidir... Ama bu film: sinema bir sanattır dedi * Film hakkında söyleyebileceğim tek bir şey var çok uzun zamandır mükemmele bu kadar yaklaşabilen bir film izlememiştim * Basit şarkılar ne de güzelmiş be! Beni benden aldı ki sevdiğim bir tarz değildir!.