The Unholy, Meryem Ananın sözde ziyaretinden sonra hastaları açıklanamaz bir şekilde duyabilen, konuşabilen ve iyileştirebilen işitme engelli genç bir kız olan Alicei (Cricket Brown) izliyor. Haber yayılırken ve yakın ve uzaktaki insanlar onun mucizelerine tanık olmak için akın ederken, kariyerini yeniden canlandırmayı uman rezil bir gazeteci (Jeffrey Dean Morgan) araştırmak için küçük New England kasabasını ziyaret eder. Etrafta dehşet verici olaylar yaşanmaya başlayınca, bu fenomenlerin Meryem Ananın eseri mi yoksa çok daha uğursuz bir şey mi olduğunu sorgulamaya başlar.

Tüm zamanların en ilgi çekici serilerinden biri olarak kabul edilen Paranormal Activity serisinin bu üçüncü filminde, ilk iki filmle tanıdığımız Katie ve Kristi'nin çocukluklarına, ürkütücü olayların yaşanmaya başlandığı o ilk zamanlara gidiyoruz. Yıl 2005... Katie, o dönem hamile olan kız kardeşi Kristi'ye çocukluklarından kalma eski videoların bulunduğu bir koli gönderir. Bu videolar, bir süre sonra esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur.Katie ve Kristi, çocukluklarında, anneleri ve onun erkek arkadaşı Dennis'le birlikte yaşayan iki küçük kız kardeştir. Kristi, Toby isimli bir hayali arkadaşa sahiptir ve Toby'nin silüeti bir gün aniden görünür. Böylece evde birtakım gizemli olaylar belirmeye başlar. Dennis evlerindeki el kamerasının kaydını incelerken ekranda esrarengiz bir şekilde beliren silüet, adamı dehşete düşürecek, bu durum üzerinde düşünüp bir çözüm bulmaya sevk edecektir. Öte yandan bu gizemli ve ürkütücü olaylar, uzun yıllar boyunca Katie ve Kristi'nin peşini bırakmayacaktır.

John Smith, içki yasağı günlerinde, ahlaksız bir silahşördür. Yaptığı işler onu Teksastaki Jericho kasabasına sürükler. Burası yabancıları kucaklayan ve umut vaadeden bir kasaba olarak bilinmektedir. Oysa John vardığında, Jerichoyu, iki rakip çetenin sokak savaşları sürdürdüğü ve masum insanların yarısından çoğunun terkettiği bir hayalet kasaba olarak bulur.Bunu bir fırsat olarak görür ve iki taraflı oynayarak, kendisine kiralık bir silahşör olarak iyi bir para ve şan kazanma hevesiyle hareket eder. Oysa giderek tek başına kalacak ve hayatını kurtarmak en önemli gaye haline gelecektir.

Santa Mira'da Silver Shomrock adında, çocuklara cadılar bayramı için maskeler satan büyük bir fabrika açılmıştır ve bu fabrika "two more days till Halloween, Halloween.." diyerek kasabanın televizyonunda reklam yapmaktadır. Burada doktorluk yapmakta olan Dan Challis ve Ellie bu fabrikayı gezerken Cochran adında bir kadınla karşılaşırlar. İrlandalı bu kadın Stonhenge'den, bu fabrikanın maskelerini takan insanların mutasyon geçirerek değişime uğramalarına yol açan taşı çalmış olan, hasta ruhlu bir kadındır. Kasabadaki tüm çocukların fabrikanın maskelerini beklediği cadılar bayramı gecesi bir kabusa dönüşecektir.

Jeff, akıl hastanesinden yeni çıkmış ve Blair Cadasına dair güçlü saplantısını bir işe dönüştürmüştür. Gençleri, cadının sık sık görüldüğüne inanılan lanetli Burkittsvillenin Black Hills bölgesine yapılacak bir tura katılmaya ikna eder. Jeffin müşterilerinin, kendilerinin de anlamadığı bazı nedenlerle Blair Cadısı Efsanesi ile ilgili garip bir saplantıları vardır. Modern bir cadı olan Erica, Blair Cadısı üzerine kitap yazan Tristen ve Stephen, garip doğaüstü güçlere sahip Kim ve grubun lideri Jeff. Blair Cadısı ile ilgili çok kötü bir ünü olan bölgede, korkunç bir gece geçirirler. Sabah uyandıklarında ilk fark ettikleri, geceye ait hiçbir şey hatırlamadıklarıdır...

Film, Ghostface cinayetlerinden kurtulduktan sonra Woodsboro kasabasını geride bırakıp New Yorkta yeni bir hayata başkayan dört kişinin hayatına odaklanıyor. Onlar Woodsboro’dan kurtulsalar da maskeli katilden kurtulmayı başarabilecekler midir?

Kopenhag’ın kadın bir gazeteci hükümetin çevresel bir sorunla ilgili verdiği ama tutmadığı sözleri haber olarak yazması üzerine silahlı eyleme geçen zeki bir aktivist ve eski bir keskin nişancı nedeniyle panikle geçirdiği 5 gün anlatılıyor.

Veronica Roth'un Divergent romanlarına dayanan bir uzun metraj film üçlemesidir. Distopik bir toplumda geçen üç bilim kurgu aksiyon filminden oluşuyor: Divergent, Insurgent ve Allegiant

Film, gittikleri tatilde kendilerini korkunç durumların içinde bulan bir çiftin hikayesini konu ediyor. Taylanda bir adada egzotik bir tatil yapan Neil ve Christine, akşamdan kalma bir şekilde uyandıklarında, önceki gece neler yaşandığına dair bir fikirleri yoktur. Kendilerini tuhaf bir durum içinde bulan çift, buldukları videoda bir ayine katıldıklarını ve açıklanamayacak bir şekilde Neilin Christinei öldürdüğünü izler. Gördüklerinden sonra dehşete düşen çift, adadan uzaklaşmak için harekete geçer. Ancak feribotun kalkmasına 24 saat vardır ve çift bu sırada önceki akşam yaşananları yeniden inşa etmeye çalışır.

Eski bir askeri papaz olan Ernst Toller, oğlunun ölümü yüzünden dağılmış durumdadır. Kendini toparlamak için çalışmaya başladığı yeni kilisesinin üyelerinden biri de Mary ve takıntılı derecede radikal çevreci eşi Michael’dir. Mary, Michael’ı da ilgilendiren önemli bir konu hakkında Toller'ın danışmanlığını ve yardımını ister. Toller, Michael’a danışmanlık yapmaya başladıktan sonra hayata farklı bir gözle bakmaya başlar. Köklü bir geçmişi olan kilisesinin şüpheli işlerini inceler ve bazı "sırlarını" keşfeder. Film bir tabuya dokunarak dini, daha doğrusu dini temsil eden kilisenin (kurum olarak) iş ve siyaset dünyasıyla olan ilişkilerini ve çevre gibi duyarlılık gerektiren konulardaki tutumunu sorgulamaktadır.

Margaret ve Ben, yakın arkadaşları olan Ellie ve Thomas ile onların iki küçük çocuğu ile birlikte hafta sonu gezisine çıkar. Ancak çok geçmeden çouklar tuhaf davranışlar sergilemeye başlar. Bu durum üzerine Ben, ortamda doğaüstü bir şeyler olduğundan şüphelenir.

Özel bir sohbet odasındaki yedi kişi, dışarıdan gelen Erkanı eğlence olsun diye kabul eder. Ancak Erkan sohbet odasına eğlenmek için gelmemiştir. Bir saat sonra sohbet odasındaki tüm atmosfer değişecektir.​

İki kardeş beklenmedik şekilde kendilerini cinayet ve aile sırlarının ortasında bulur. Bir süredir ilişkilerinde problem yaşayan Ahmet, eşi Sevgi’nin kendisini aldattığını düşünmektedir. Ahmet’i odağına alan “Uzun Zaman Önce” 31. Ankara Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazandı.

Bir Türkiye distopyasındayız. Devlet, tek bir koldan yayın yapan yeni yayın ağları kurmuştur. Mehmet, inşaat alanlarının arasından güvenlik görevlisi olarak çalıştığı apartmana ulaşmak için yürür. O gün, belediyenin apartmana yeni bir anten yerleştireceğini öğrenir. Fakat belediye görevlisinin anteni takarken düşmesi sonucu Mehmet’in gerçeklik algısı bozulmaya başlar. Anten ve antenden gelen yayın apartman sakinleri için bir tehdit haline gelmeye başlayınca, Mehmet buna sebep olan tuhaf varlığın peşine düşer.

Catherine Tramell, San Fransiscodan Londraya taşınır. Güzel kadın, kısa sürede başını kanunla belaya sokar. Scotland Yard için onun dosyasıyla ilgilenen polis psikoloğu Dr. Andrew Glass, kısa sürede kadının cazibesine kapılacaktır.Catherinenin fiziği ve kıvrak zekası birleştiği vakit Glass çoktan sınırlarını kaybetmiştir. Öyle ki hayatının gidişatını tamamen değiştirecek bir kararın en heyecanlı ve gerilimli halini yaşayacaktır.

Dedektif Benoit Blanc gizemleri çözüyor.

Cinayet masasındaki tecrübesi nedeniyle Avcı lakabının hakkını veren Komiser Ferman ile adı deliye çıkmış İdris baba-oğul kadar birbirine yakın iki polistir. Aralarına antropoloji mezunu bir çömez olan Hasan katılmıştır. Üçü öldürülen genç bir kızın katilini bulmakla görevlendirilir. Soruşturma sırasında uyuşturucu ticaretinden zengin bir işadamına kadar farklı insanlarla karşılaşacak bu üç polisin hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır.

Parlak bir medyumluk yeteneğine sahip iblis uzmanı Elise Rainier bütün hayatını sonsuz karanlıkta kötücül anahtarlar açmış yaratıklara engel olmaya adamıştır. Çocukken ölülerle iletişim kurabilen Elise, yanlışlıkla dünyamıza çok kötü bir şeyin girmesine neden olmuştur. Film, Elise’i çocukluğunun geçtiği eve götürüyor. Anahtar Surat’ı yenerse, kapana kısılmış ruhları sonsuza dek özgür kılacaktır.

Stephen Elliott’un aynı isimli romanından uyarlanan ve hem bir anı hem de gerçek bir suç olayına dayanmaktadır. Anı olarak, bir tür amfetamin olan Adderall ilacı bağımlısı yazar Stephen Elliott ile babasının arasında birbirine yabancılaşmış ilişki ve gerçek hikaye kısmı ise 2007 yılında eski Rus karısı Nina’yı öldürmekle suçlanan bilgisayar programcısı Hans Reiser vakası.

Genç bir kadın, Manhattandan ayrılıp küçük bir kasabada yaşamaya başlamalarının ardından hem eşinin hem de yeni evlerinin uğursuz sırlar gizlediğini keşfeder.

Mandy Lane, Teksasta yaşayan, okuduğu lisenin en popüler kızıdır. Bütün erkekler henüz kimseyle birlikte olmamış Mandyle beraber olabilmek için yarış halindedirler. Red, bu amacını gerçekleştirmek için Mandyi ve arkadaş grubunu her şeyden uzaktaki çiftliklerinde yapacağı partiye davet eder.Gece ilerledikçe alkol ve uyuşturucunun etkisiyle erkekler kontrolden çıkınca işler çirkinleşir. Reddettiği erkeklerden biri bunu gururuna yediremeyince Mandynin yapabileceği tek şey kalır, o da canını kurtarmak için kaçmaktır. The Wacknessın yönetmeni Jonathan Levineın ilk filmi Herkes Mandy Lanein Peşinde, Toronto Film Festivalinde gösterim şansı elde etmiş, !f İstanbul 2009 kapsamında da sinemalarımıza konuk olmuştu.